Terekeme
 

      


      Terekeme sözcüğünün kaynağına yönelik iki rivayet vardır. 
         Birincisi "terekeme" "türkmen" sözcüğünden türemiştir. İkincisi İslamiyetin Anadolu'da ilk yayıldığı yıllarda Mekke'den getirilen muhacir araplara "terk-i mekke" denilmekteydi. Terekeme sözcüğünün bundan bozularak oluştuğu'dur. Terekemelere ayrıca "Karapapak"ta denmektedir. Bu da büyük ihtimalle o dönemde kalpak giyen Kafkas Türklerine verilen addır. 

BAŞKA BİR YORUM Aynı uruğa verilen çifte addır. Kars ve Ahıska yerlileri bu uruğa sadece Karapapah adını vermişlerdir. Çoğunlukla halk arasında bu ad, bu uruğun yalnız göçebe olmayan kısmına verilmiş olsa gerekir. Aksine bu uruğun göçebe olanlarına ise Terekeme denilmiştir. Aşağı yukarı bundan yüzelli yıl önce kısmen Kafkasya kısmen de İran Azerbaycanı'ndan gelip Kars ili ile eski Aleksandropol kazasının Akbaba nahiyesinde ve Gürcistan'ın Ahalsık ve Ahalkelek kazalarında yerleşmişlerdir. Ruslar bunlara Karakalpak adını vermişlerse de Kafkasya Azerbaycanı Türkleri arasında daha çok Terekeme adı ile ün salmışlardır. Hangi tarihte Azerbaycan'a gelip yerleştikleri hakkında açık bir bilgimiz yoktur. bunların daha Kıpçaklar zamanında buralara gelmiş olmaları ihtimali ve Türkistan sahasındaki Karapapaklarla eski Rus arşivlerinde çorniye Klobuki diye geçen kavmin aynı oldukları Zeki Validi tarafından ileri sürülmektedir (A. Zeki Validi, Azerbaycan Etnoğrafisi. II, 1933, s.102) Asılları itibariyle, Azerbaycan Türklerinden sayılan Terekemelerden Ermenistan ile Gürcistan'a yerleşenleri kısa bir zaman içinde bu sahanın Azeri halkı içerisinde tamamiyle erimiş ve bu yüzden kendi uruk adlarını dahi koruyamamışlardır. 1926 yılı Rus istatistiklerine göre Akbaba nahiyesine yerleşmiş olan Karapapakların nüfusu ancak 6311 kişidir. Kafkasya'dakiler ise yerli ahali içerisine karışmışlardır. Çıldır'da Karakapah ya da Terekeme olmayan Türklere sadece Çinçavat denilmektedir. Bazen de sırf bir hakaret olmak üzere bunlara Bezbaş dahi denilirki, bu ad onlara büyük bir ihtimalle başlarına alelalade bez bağladıklarından dolayı verilmiştir. Ahıska, Ardahan ve Ahalkelek yerlilerine de, Kars ve civarında ki ahali Gagavan adını vermektedir. Kelimenin asıl anlamı "meyveci" demek olduğundan bu tabir onlara, sırf meyve yetişitrmekle meşkul olduklarından dolayı verilmiştir.

Yine bir hakaret olmak üzere, bazen yerli ahali Çinçavat tabirini, Azerbaycan göçmenleri için de kullanmaktadır. Göçebe Terekemeler içerisinde ayrıca yerli ahali tarafından Mürid adı ile anılan bir zümre daha vardır. Bu zümreyi esas terekeme uruğundan ayıran başlıca özellik, yaptıkları dini ayindir. Bir nevi şaman ayinini andıran bu dini törende, erkeklerle kadınlar bir meclis kurarak pervane dönüp çay içerlerve davul yerine bir teneke parçasını çalarak özellikle Seyit Hamza Nigari'nin ve daha başka şairlerin çok defa manalarını bilmedikleri şiirlerini söylerler. Aralarında en büyük günah, sakal kesmek olduğundan, hep uzun sakal taşırlar. Yerli ahali bunlara çok olumsuz bir gözle bakmaktadır. Bunları islam ve Türk saymazlar. Dağınık halde çeşitli Terekeme köylerine yerleşmişlerdir. Bütün Kars ilindeki terekeme köylerinin sayısı aşağı yukarı yüzondördü bulmaktadır. 
Ağızları, Azerbaycan'ın Gence ağızına pek yakındır. Bunlar, tek heceli kelime sonundaki "b"leri "v"ye ve "b"leri "f"ye, gerandium eki olan "b"leri yine "f"ye ve kelime ortasındaki "c"leri "j"ye çevirmektedirler. Kars ili Terekemeleri ya da Karapapahlar, aslen türkmen olduklarını kabul etmemektedirler. Aralarında ayrıca Oğuz boyu taksimatı dahi mevcut değildir. Terekemeler fevkalede zengin bir halk edebiyatına sahiptirler. İçlerinde düzgün ve olgun bir ifade ile saatlerce ve hatta günlerce masal ve hikaye söyleyenler mevcuttur. Eski ve yeni birçok halk aşık ve şairi vardır. Muhtelif zamanlarda yetişmiş ve bu ağızda şarkı ve şiirler yazmış olan bir çok Terekeme şairi tespit edilmiştir. 

Kazasız belasız bir seçim daha yaşadık. Herkese hayırlı olur İnşallah.

Ama ne varki fakir yine fakir,borçlu yine borçlu.Kısacası sıkıntıyı yaşayan yine bizler olacağız.

Ülkemizde sıkıntıyı, yokluğu ve zoru yaşamayanlar, vatanda yaşamanın ve zevkin tadını çıkaranlardır. Alın terinin değerini hiçe sayıp ve milli gelirden aldıkları paylarla, Vatanın dört bir yanında özgür ve hür dolaşan canının istediği her şeyi damağında huzur içinde tadan beyler, işte vatan bunların vatanı.

Gelmiş geçmiş krizlerin farkına bile varmazlar bunlar, kriz gelse de bu onları pek etkilemez. Ayrıca bir mevkideki görevli, ne kadar devleti yani halkı soyabilirse, o çok saygın iyi yönetici, yese de çalışıyor dedirtir kendine. Bu ülkede saygınlığını yitiren halk soyulmaya hazır yığınlar demektir. Yüzleri kızarmayan halktan utanmayan yöneticiler halkı yönettikçe bu bozuk düzen devam edecek demektir.

Her türden gericiliğe son verme adına saygılar.

 

 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol